Bari-Pompei-Roma
İtalya’ya Yunanistan’ın sahil kentlerinden biri olan İgoumenitsa’dan kalkan Feribot ile geldik. Bu feribot yolculuğu 10 saat sürüyor ve geminin içindeki koltuklarda kalıyoruz. Feribotta aklımıza gelebilecek her türlü hizmet var: Döviz bürosu,restoran,kumar oynamak isteyenler için kumar makineleri, kafeteryalar…
Bari, Brindisi ve Güney İtalya çok farklı bir yer. Çünkü sanayi,hizmet sektörü pek fazla gelişmemiş ve refah düzeyi İtalya’nın diğer bölgeleriyle karşılaştırılamayacak kadar düşük. İtalya’da yatırımlar genellikle kuzeye doğru yapılmış, güneyde ise tarımdan fazla dikkatimizi çeken bir ticaret kolu göremedik.
Bari’den 3-4 saatlik bir yolculukla antik şehir Pompei’ye vardık. Pompei neredeyse herkesin ismini ve hikayesini en az bir kez duyduğu ve görmek istediği bir yer. Lavların altında kalan bir antik şehir… İnsanların taşlaştığı, şehrin yerle bir olduğu, hala aktif olan Vezüv Yanardağının kıyısında bir yer.
Pompei şehrinin yok oluşu ile ilgili teoriler günümüzde tartışılıyor. En bilineni ise insanların yoldan çıktığı, sokak ortasında cinsel ilişkileri olduğu, eşcinselliğin yayıldığı ve tanrının bir ceza olarak bu şehri yok ettiğidir. Ancak bilimsel teorilere bakıldığında yanardağın patlamadan önce birtakım emareler gösterdiği, insanların belki bilinçsizliklerinden belki de umursamazlıklarından önlem almadığı ve yanardağa bu kadar yakın olan şehrin lavlara teslim olduğudur. Bu 2 teori arasında ben taraf tutmak istemiyorum sadece her güzelliğin bir sonunun olduğunu biliyor ve buna göre hayatımı yaşamak istiyorum. Bu kanıya nasıl geldiğimi merak ediyorsanız volkanik arazi olduğu için Pompei toprakları inanılmaz verimli ve sıkı durun tam 1,5 kilogram portakal ve limon yetişebiliyor hem de hormonsuz olarak.
Pompei’deki taşlaşmış insanları, o dönemde kullanılan araç gereçleri görünce etkilenmemek elde değil. Fotoğrafta gördüğünüz taşlaşmış heykelin acı bir hikayesi var. O kadın volkan patladığında ve ölüme yaklaştığında hamileymiş ve patlamadan kurtulamadan bu şekilde yaşamını yitirmiş. Turistlerin hikayesini dinlediği ve çok etkilendiği yerlerden birisi.
Pompei’de yeme-içme
Pompei’ye gelmişken yiyecek içecek olarak belli tercihlerimiz var. Öncelikle bu bereketli topraklarda yetişen portakal suyu içebilirsiniz, yemek olarak Napoli pizzasını şiddetle öneririm; Pompei’nin girişinin hemen ilerisinde birçok restoran var menülerine rahatlıkla bakıp pizzanızı seçebilirsiniz. Ben margharita pizza tercih ettim ve hem lezzetliydi hem de doyurucuydu. (Fotoğraftaki pizza 6 dilimdi çok lezzetli olduğu ve biraz aç olduğumuzdan son anda bu kareyi yakalayabildim.
Pompei ile ilgili birkaç çarpıcı ve ilgi çekici bilgi vermek gerekirse; Pompei şehrinin döneminin en gelişmiş halkı olduğu, günümüzden 2000 yıl önce kanalizasyon sistemi geliştirdikleri, denize yakın oldukları için çeşitli kültürlerle iletişim kurdukları, halkın zengin olduğundan bahsedebiliriz.
Pompei ziyaretinin ardından Roma’ya geçtik ve Roma’yı gayet uzunca bir sonraki yazımda anlatacağım.
2 thoughts on “En Güneyden En Kuzeye İTALYA”
Comments are closed.