Prizren’i kaleden izlerken Şar Dağları ile çevrili olduğunu fark ettim. Balkanların genelinde olduğu gibi bu şehir de dağın eteklerine kurulmuş ve bir kale ile korunmaya çalışılmış.

 

prizren akşamı

Prizren’deki benim gibi gezgin olan hostel arkadaşlarımdan bahsetmek istiyorum. Amerika’dan gelen Alyssa önce Belgrad’ı gezmiş ve 4 haftalık bir Balkan gezisi planlamış, onu Türkiye’ye davet ettim ama planlarında olmadığını söyledi. Birlikte gezen ancak Üsküp için ayrılan Kristoff ve Clement ise Alman. Norveçli olan Sara ve Frida da birlikte gezen iki arkadaş. Biz -6mız- şehri dolaşıp hostele geri dönünce zaman geçirmek için önce UNO oynadık, sonra da film izledik. Burada gayet eğlenceli vakit geçirdim, bir zararlarını görmedim. Galiba hostellerde kalmanın faydalarından biri de bu: Her türlü insanla karşılaşma ihtimali var. Ben şansıma yaşıtlarım olan insanlarla karşılaşmıştım ve birlikte hoşça vakit geçirdik.

 

hostel arkadaşlarım

Prizren mutfağından, burada yenilebileceklerden bahsetmek gerekirse neredeyse tüm Balkan coğrafyasında olduğu gibi burada da Köfte en önemli yiyecek. Buradaki köfteler az baharatlı ve az pişirilerek sulu sulu servis ediliyor; bence gerçekten lezzetliler. Son dönemlerde yabancı turistlerin fazla gelmesiyle fast food olarak servis edilmeye de başlanmış geleneksel köfte. Örneğin hamburger veya dürüm şeklinde sunulup hızlıca tüketilmesi amaçlanmış
Prizren’de bir de bizim tatlı krepe benzer Palaçinka tatlısı meşhur. Bildiğimiz krepin içine veya üstüne meyve ve sosların koyulduğu bir tatlı bu. Sıcak sıcak yendiğinde lezzetliydi diyebilirim. Genel olarak Nutella ve meyveyle servis edildiğini söylemeden geçmeyeyim.

 

palaçinka tatlısı

Tek başına İstanbul’dan yola çıktığım ve gezi sırasında birçok gezginle tanıştığım Kosova gezim bu kadardı. Prizren’den 4 saatlik bir otobüs yolculuğu ile Makedonya’nın başkenti Üsküp’e geçtim. Üsküp yazılarımı da sayfamda bulabileceksiniz.